Âkif, bir yıkım dönemi aydını. Daha beş yaşında, dünyayı yeni tanımaya başlarken Osmanlı-Rus Harbi ortamını yaşamak zorunda kaldı. Doksanüç Harbi denen o netameli günlerde, Rus orduları İstanbul önlerine geldi. Yemen,
Balkanlar, Kafkaslar sürekli kaynıyordu. Darbeler gördü. Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları yüreğini kavurdu. Bunlar, babasının ölümü, evlerinin yanmasından daha sarsıcı idi. Felaketlerin ardı kesilmiyordu. Orta yaşların
huzurunu duymadan kendini, Birinci Dünya Harbi ya ...