A'mâk-ı Hayâl, Râci'nin, "nokta olduğunu" fark edip, noktadan Merkez'e akacak bir yol arayışına girmesinin hikâyesi ve "aşağı" ile "yukarı" arasındaki meydan muharebesinin bir sonucudur. İnsan bu arayışta, "aşağı" olana kayıtsız şartsız teslim olmak yerine, başta kendi nefsi olmak üzere, kötülükle türlü savaşlara girer. Her insan, bir halife olması itibariyle bu hakikati aramaya yazgılıdır!
Her fert için farklı şekillerde ve farklı zamanlarda ortaya çıksa da, susuzluğun, ayrılığın ve de anayurttan kopuşun kendisine hatırlatacağı bir zamanın gelmesi mukadderdir. A'mak-ı Hayâl, bu mukadder yolculuğun hikâyesidir.