Kişinin Allahı tanıması; kişinin kendisini, kendi özbenliğini tanımasıyla yakından ilgilidir. Bu durum kadim bir ahlâkî ilke olan "kendini bil" ya da "kendini tanı" düsturuyla ya da İslâm irfanına kaynaklık eden hadislerden biri olan "Kendini bilen Rabbini bilir" hadisiyle de açıklanabilir. İnsanın kendini tanıması bir anlamda kendi gönül âlemini tanımasıyla mümkün olur. Gönül, Hakk?ın tecellî ettiği bir aynadır. Orada görende görünende Hakk?ın kendisidir. Ya da diğer bir ifadeyle "kendini bilmek" Yunus?un "Bir ben vardır, benden içeri" dediği şeyin yani benden içeri olan rahmanî nefesin sırrına ermek ve her daim bu şuur üzre olmak demektir. "Kim ki bilmez kendini bîcan değildür ya nedür." İşte bu eserde yazar kim olduğumuzun, ne için yaratıldığımızın, yani insanoğlunun yakasını bırakmayan o çok eski soruların ardına düşerek cevaplarını araştırmayı denemektedir. Hep bizde olan ama çoğumuzun tanımadığı, farkında bile olmadığı kendi özbenliğimizi, dolayısıyla Allah?ı nasıl tanıyacağımızı, onu tanımanın yollarının neler olduğunu araştırmaya çalıştığını söylemektedir. Allahı hakkıyla tanımak mümkün müdür? Kitap bir yandan bu sorunun cevabını da aramaya çalışıp ´Allah kimdir?´ sorusunu sorarken, öte yandan, bu tanıma arzusu içlerinde uyanmış olan kimselerle, bu çetin arayış serüvenine dair bir hasbıhâli de gerçekleştiriyor. İyi yolculuklar!