Bir gün yanlışlıkla bir yaş ağacın gövdesine balta ile vurmuştu. Ağacın gövdesinden sicim sicim gözyaşları akmaya
başlamıştı.
“Oyy, kurban olduğum ağaç! N’olur affedesin, bilmeyerek, istemeden oldu gerçekten. Affedesin n’olur?”
Hemen bir bezle baltanın kestiği yeri sıkıca bağlayarak yarasını sarıverdi. Tekrar tekrar özür dileyerek okşayıp dualar
etmişti ağaca. İşte o günden sonra, canlı ağaçları incitmemek için baltanın ağzını bir bezle bağlamaya karar vermişti.
Nerede kuru bir odun görse orada bezi çıkarır, işi bitince tekrar baltanın ağzını bağlardı.
Oduncunun baltası vardı, bal satanın da bal “tası.” Ancak elinde balta olanın gönlü de “bal tası” olabilirdi.