Türkiye'de İslamcılık üzerine hayli yazıldı, tartışıldı ve önemli bir külliyat dikkatlere sunuldu.
Elbette bir konu üzerine bunca tartışmanın yapıldığı bir ortamda birçok sabitenin oluşması da
kaçınılmazdır. Sabitelerin çoğaldığı bir ortamda yeni şeyler söylemek zorlaşır ve kimi zaman
yeni şeyler söylemek bazı riskleri de beraberinde getirir.
Elinizdeki kitap Türkiye'de 1970'lerde başlayarak günümüze kadar gelen süreçte "İslami
kimlik"le ilgili tamamen yeni şeyler söyleme iddiasında değilse de farklı bir perspektifi
önermekte ve makro bir dönüşümün mikro parametrelerine odaklanmaktadır. Dönüşümün
merkezine bedeni koymakta ve süreci beden odağında okumaktadır. Edebiyat metinlerinin
(romanların) incelenmesine dayanan çalışma, bedene bakıştaki dönüşümü romanların
sunduğu imkânlarla gözler önüne sermeye gayret etmekte, hem edebiyat sosyolojisinin hem
de beden sosyolojisinin sınırlarında dolaşmaktadır. Bu yönüyle, farklı ilgi alanlarına sahip
okurlara ulaşmayı hedeflemektedir. Türkiye'de edebiyatın ve bedenin sosyal bilimlerde ve
özellikle sosyolojideki yerinin görece geri planda kalmışlığı düşünüldüğünde, çalışmanın bu
alanlardaki boşluğun giderilmesine katkıda bulunması umulmaktadır.