Bütün bunlar oldu mu gerçekten... oldu mu? Bilmiyorum. Fakat o sabah Tekkenin, Hacı Bektaş Dergahı'nın kapısında eşiğe oturduğumda her şey o kadar canlıydı, açıktaydı, gerçekti. Beni o eşiğe getiren uzun, upuzun yolu düşünmüştüm; aynı zamanda kısacık bir yol idi, adına ömür diyorlardı, biz onu yaşamak zorundaydık.
Buna rağmen yine her şey tüllerle örtülüydü, belki de ben bu olanların hiç birini yaşamamıştım; yaşadım sandıklarım birer geçişti; insanın kendi içinde bilmeden yaşadığı bir alemden bilmeden yaşayacağı bir başka aleme geçmesiydi, değişmesiydi.. Hamlıktan olgunluğa erişi, çiğ iken yoğrulması ve pişmesi gibi bir özleşme idi mesela. Bunu mu yaşamıştım acaba? ..