Türkiye'nin, orta ve uzun dönemde hedeflediği ekonomik büyümeyi gerçekleştirebilmesi için katma değeri yüksek, inovatif ürünler üretmesi gerekmektedir. Ancak mevcut beşeri sermaye stokuyla hedeflenen sonuçlara ulaşmayı sağlayacak bu tarz ürünlerin üretilerek ticarileştirilmesi oldukça zordur. Bu noktada Türkiye'nin kısa dönemde ihtiyaç duyduğu beşeri sermaye stokunu arttırabilmek için alternatif kaynaklara yönelmesi gerekmektedir. Politika yapıcılarının da bu durumun farkında olduğu 10. Kalkınma Planında yer alan "Nitelikli İnsan Gücü İçin Çekim Merkezi Programı" adlı başlıktan da anlaşılmaktadır. Ancak literatürdeki çalışmalardan da anlaşılabileceği gibi gelişmiş ülkelerin sahip oldukları sosyo-ekonomik avantajlar nedeniyle yabancı nitelikli işgücünün gelişmekte olan ülkelere gelmeleri oldukça zordur. Dolayısıyla, Türkiye'nin, Çin ve Hindistan başta olmak üzere bazı gelişmekte olan ülkelerin uyguladığı ve ekonomik büyümelerine önemli katkı sağlayan beyin kazanımı stratejisi olarak adlandırılan ve tersine beyin göçünü teşvik eden programlara yönelmesi gerekmektedir.
Bu noktada Türkiye, başta Avrupa Birliği Bölgesi olmak üzere Dünya'nın dört bir tarafındaki Türk Diasporası içerisinde yer alan nitelikli insan gücünden yararlanarak ihtiyaç duyduğu alternatif beşeri sermaye kaynağını yaratabilir. Bu noktadan hareketle bu çalışmanın amacı, ülke sınırları dışında en fazla Türk ve/veya Türk kökenlinin yaşadığı yer olan Almanya'daki Türk Diasporası ve içerisindeki nitelikli insan gücünün (özellikle bilimsel diasporanın) beklenti ve önerilerini araştırarak politika yapıcılara Türk Diasporası'nın beşeri sermaye stokunu arttırmada alternatif bir kaynak olup olmadığını göstererek, tersine beyin göçünü (fiziki anlamda ya da fikirsel anlamda) teşvik edecek politikalar önermeye çalışmak, aynı zamanda da ulusal ve uluslararası literatüre katkı sağlamaktır.