Almanca
Gostak hatte gemerkt, dass wir die Herde verkaufen wollten. Er fraß und soff überhaupt nichts mehr. Er blickte uns in die Augen als flehte er uns an "Bitte lasst mich nicht zurück!" Waren es nicht seine Blicke, die mich Jahre später in meiner Traumwelt wieder zur Yazili Siedlung zurückführte?
Türkçe
Sürüyü sattığımızı anlamıştı Gosdak. Hiç bir şey yiyip içmiyordu. Gözümüzün içine bakıp, "Ne olur, beni bırakmayın!" diye yalvarıyordu. Yıllar sonra beni hayal dünyamda Yazılı Yaylası'na götüren de onun o bakışları değil miydi?