Bir teknoloji düşünün. Gözlüklerinizi takıyorsunuz ve kendinizi en sevdiğiniz kitabın içinde yine çok sevdiğiniz karakterlerin yanında buluyorsunuz.
"Burası gerçek bir dünya değil, sadece bir kitap ve onun simülasyonu. Yani öyle olmalıydı. Gözlerimize taktığımız değişik gözlükler sayesinde geldik. Bize buradaki kimsenin bizi görmeyeceği, duymayacağı, âdeta hayalet olacağımız söylenmişti ama öyle olmadı. Şu an Hangi Zaman Gerçek inan bilmiyorum. Neler olduğunu anlayamıyorum."
Mimoza, bu kızın anlattıklarını şaşkınlıkla dinliyordu. Böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi ki? İnanırsa kendisi bir romanın ana karakteri olmuş olacaktı, Kaderi de romanı yazan kişinin elindeydi.
Yaşanılan her şey, insanlara bir şeyler öğretmek için. Kişi öğrenmesi gerekeni alır ve yoluna devam ederse olgunlaşır, güçlenir, her türlü zorlukla başa çıkabilir,
Sueda yaşadıklarından alması gerekeni almış mıdır?
Cevabı için hemen okumaya başlamalısınız!