Eski bir oyuncak dükkânının kapısını araladığınızda sizi karşılayan yalnızca oyuncaklar değil,
masumiyetinizdir. Her oyuncak, sahibini sonsuz bir istekle mutlu etmeye hazırdır ve size
dünyaya heyecanlı gözlerle baktığınız dönemlere ait hikâyeler anlatır. Yıllar sonra bile atarken
birkaç kez düşündüğümüz nesnelerdir onlar. Ya başka bir çocukta hayat bulur ya da bir
müzede yeni seyircilerine dokunur cam perdenin arkasından. Oyuncaklar kaybolmaz, insan
kaybolur.
Zeynep Emirdağ kısa öyküleriyle uzun bir yolculuğa çıkarıyor okurunu: Eski oyuncakların
dünyasına. Her şeyin bir oyun olduğunun farkına varabilmek için oyuncakları hatırlamak
gerekiyor çünkü. İleri geri sallanacak ki tahta at dünün rüzgârı bugünün yelkenlerini
doldurabilsin. Deli gibi dönecek ki topaç hızla savrulma arasındaki ilişkiye dönsün bakış. İpleri
canlanacak ki kuklanın, iradesini keşfetsin insan. "Büyükler İçin Oyuncaklar"da kesişiyor kurgu
ve içtenlik.