Türkler'in İslâm'la tanıştığı 8., 9. ve 10. yüzyıllarda Avrupalılar karanlıklar içinde iken, İslâm medeniyeti: Felsefe, bilim, sanat, tıp, mimari, şehir düzenlemesi gibi alanlarda görkemli başarılar elde etmişti. Tarihçi Martin Kramer'in ifadesiyle "Eğer 1000'li yıllarda nobel ödülleri dağıtılıyor olsaydı, neredeyse tümünü müslümanlar alırdı."
Batı medeniyetine baktığımızda da, çağdaş bilimin doğuşunun yine araştırma ve inceleme üzerine kurulu olduğunu görürüz. "Bilimsel devrim çağı" olarak bilinen 17. yüzyıl, evreni ve doğayı keşfetme niyetiyle araştırma yapan bilim adamları ile doludur. Bu dönemde İngiltere, Fransa gibi ülkelerde kurulan tüm bilim enstitüleri, "Evrenin kanunlarını keşfederek O'nu tanıma" hedefini benimsemiştir. Aynı eğilim 18. yüzyılda da devam etmiştir. Newton, Kepler, Copernicus, Galilei, Pascal, Boyle, Paley, Cuvier gibi isimler, bilim dünyasına önemli katkıları bulunan bilim adamlarından sadece birkaçıdır.
İşte bu kitapta, tarihten günümüze kadarki süreçte yaşamış olan bilim adamlarının hayat hikayelerini bulacak; zorluklar karşısındaki kişilikli duruşlarına, azimli çalışmalarına ve sonucunda da göz kamaştırıcı başarılarına tanıklık edeceksiniz.