Hz. Muhammed'in (a.s.) yaşam öyküsünü yazanlar, onun peygamberlik öncesi ve sonrasında mükemmel bir ahlâka sahip olduğunu dile getirirler. İnsanların yeni bir söyleme kulak kabartmaları, söylemin içeriği kadar söyleyenin de hâliyle bağlantılı olduğundan, onun oldukça kısa sayılabilecek bir süreçte gerçekleştirdiği dönüşümün dinamiklerinden birisi –hiç kuşku yok ki- yaşantısıydı. Çünkü o, Kur'an'ın da dikte ettiği ve dinin hayatî öneme haiz bir parçası haline getirdiği evrensel ahlakî değerleri öncelikle kendi yaşamında pratize ettiği gibi, Allah'ın kullardan yerine getirmelerini istediği ibadetlere de herkesten önce sahip çıkıyordu. Yaşamı, hem söylem hem de eylem açısından insanı etkileyecek bir uyum arz ediyordu. Elinizdeki çalışma, dinin ve ahlâkın insana kazandırdığı değerleri ana hatlarıyla ele alan, dinin ahlâk ile zorunlu ilişkisine ve ahlâkın dinî temelli olmasının önemine dikkat çeken, Hz. Muhammed'in (a.s.) İslâm'ın hem ibadet hem de ahlâkî gereklerini yaşamsal boyuta taşıdığını ortaya koyan ve onun örnekliğini öne çıkarmaya çalışan bir çalışmadır.