Sanayi Devrimi üretim tekniklerinin tamamen değişmesine yol açarak aslında ülkeler arasındaki gelişmişlik farklarının da kapılarını aralamıştır. Kendi birikimleri ile büyüme sürecini kalkınma sürecine dönüştüremeyen geri kalmış ülkeler, söz konusu farkı kapatabilmek için yabancı sermaye yatırımlarını etkin bir araç olarak görmüşlerdir. Ancak bu yatırımları ülkeye çekebilmenin en temel koşulu; uygun yatırım iklimini oluşturabilmektir. 24 Ocak 1980 Kararları ile dışa açık birikim modelini benimseyen Türkiye ekonomisinde de doğrudan nitelikli yabancı yatırımlar büyümenin önemli bir parçası kabul edilmesine rağmen, iktisadi ve iktisadi olmayan nedenlerle yeterince sermaye girişi sağlanamamaktadır. Bu çalışmada doğrudan yabancı sermaye yatırımları hem teorik düzeyde hem de Türkiye ekonomisi bağlamında incelenmiştir.