Ebüssuûd Efendi Osmanlı devletinin en ihtişamlı döneminde yetişmiş önemli öncü şahsiyetlerden biridir. Eleştirel bir bakış açısına sahip olan ve yetkinliği tartışmasız kabul edilen Ebüssuûd Efendi çağdaşları tarafından çokça övülmüş ve adına kasideler yazılmıştır. Başta kıvrak zekâsı olmak üzere birçok mümtaz vasfıyla kısa zaman içinde akranları arasında temayüz etmiş ve her kademesinde görev aldığı ilmiye teşkilatının zirvesindeki Şeyhülsilamlık makamına yükselmiştir. Uzun yıllar kaldığı bu görevin ağır yüküne rağmen başta İrşâdü’l- aklis-selîm” adlı meşhur tefsiri olmak üzere birçok eser telif etmiştir. Ebüssuûd Efendi, kendisine haklı olarak “Sultanu’l-müfessirîn” unvanını kazandıran bu tefsiriyle Belagat ilminin Kur’an tefsirinde istihdam edilmesi hususunda bazılarına göre Zemahşerî’yi ve Beydavî’yi geride bırakmıştır. Onun Osmanlı Devlet teşkilatında reform niteliğinde pek çok hizmeti olmuştur. Bu hizmetlerden en önemli olanları hukuk alanındadır. Örneğin o, kanun önünde eşitliği ve hukukun tatbikinde birliği sağlamış, problemlere çözüm üretirken sosyal şartları ve ihtiyaçları göz önüne almış ve mîrî arazi sisteminin mimarı olmuştur. Şeyhülislam iken verdiği pek çok fetva ile dinî meselelere, sosyal ve siyasal problemlere çözüm getirmiştir. İlim tahsil ve tedrisiyle hiçbir zaman irtibatını kesmemiş, yedi tanesi şeyhülislam olmak üzere kendisinden sonra önemli makamlara gelen birçok öğrenci yetiştirmiştir. Kısacası Şeyhülislam Ebüssuûd Efendi; zarafeti, vakarı, yüksek ilmî kişiliği, siyasî otoriteye karşı dik duruşu, doğrularından ve ilkelerinden taviz vermeyişi ile bilinen, Osmanlı’nın ihtişamlı dönemine yakışan muhteşem bir şahsiyettir.