Kırk bir yıla sığdırılmış bir asırlık ömür: Enver Paşa. Balkanlardan, Çanakkale'den
Erzurum'a; Trablusgarp'tan Pamir Dağları'na uzanan bir hayat... Tarih
göstermiştir ki asl'olan millettir. Devletler kurulur, devletler yıkılır. Türk tarihi
binlerce yıllık geçmişi ile bunun en iyi örneğidir. Unutulmamalıdır ki her şey, önce
hayal etmekle başlar. Gelecek kuşaklara bırakılacak bundan daha iyi bir miras
yoktur. Kısa ömrüne rağmen yakın tarihimizin en çok tartışılan şahsiyetlerinden
biri de Enver Paşa'dır. İdeal sahibi, devleti ve milleti adına ülkü sahibi olan
yürekler, göğüslerinde taşıdıkları iman terazisi ölçüsünde hareket ederken
yarınların kendilerine "Kahraman mı, hain mi?" diyeceklerini düşünmezler.
Bilirler ki, böyle bir düşünce ile hareket, mukaddes davalarını kuru bir cihangirlik
seviyesine indirecektir. Hiçbir şey olmasa bile, bir hayal mirasının sahibidir Enver
Paşa. Değişen dünya şartlarının ve dahi kendi zamanı içerinde müşahede ettiği
olayların sonucunda bir ülkü olarak varlığını milletine adamış ve bu uğurda yalın
kılıç can vermiş bir şahsiyettir. Tarih ilmi, olayları, durumları kendi vakti içinde
değerlendirmeyi düstur kabul eden bir sahadır. Her türlü yargılamayı tarihin ulu
mahkemesine bırakıp önce oku, sonra düşün! "Ben olsaydım ne yapardım?" Her
yönüyle ibretlik bir ömür: Enver Paşa.