"Erkek İşte! Döver de, Sever de!"
"Dövülmüş, itilmiş, hakarete uğramış; ötesine berisine
aldığı tekme tokat darbeleri ile sızlayan kemiklerinden
çok, yüreğindeki acıyla kıvranan 'kadın!'
Ta, çocukken hayalini kurduğu; evcilik oynarken oyunlarını,
genç kızlığında rüyalarını, onu eş olarak kabul ettiğinde
hülyalarını süsleyen erkeği tarafından en aşağı
hareketlere uğramış zavallı 'sevgili!'
Onun çocuklarını doğurmuştu hâlbuki! Bütün temiz
duyguları ile anne olmuştu; onun çocuklarının annesi!
Kardeşleri var mıydı, yok muydu belli değil! Hiç arayıp
sormamışlardı ki!
Mutluluk Umarken,
Şiddet Bulmak!
Beyaz gelinlikle çıktığı evde yalnız oturan yaşlı annesinin
yanına da kefen giymeden dönemezdi ki!
Yıllar önce evden çıkarken giydiği beyaz gelinlik bir
kefen gibi gözlerinin önünde!
Odanın bir köşesinde korku ve nefretle yüzünü iki
avucu arasına almış, oğlu çığlıklarla annesinin eteğine
yapışmış, gözyaşları ile ıslanan saçları yanaklarına yapışmış
küçücük kızı.
Gitti işte!