İnsan hem dili olan hem de bilinç sahibi bir varlıktır. Dili önce sözlü sonra yazılı olarak ortaya koymuştur. İnsan
bilinci dili, yazının icadıyla beraber konuşmanın yanında okuma ve yazma üzerinden inşa etmeye başlamıştır. Yazı
sayesinde binlerce yıl önce ortaya konmuş düşünceler günümüze ulaşmıştır. Bugün hala Thales ya da Sokrates'ten
bahsedebilmemiz bu sayededir. Kaldı ki felsefi antropoloji bakımından okumak ve yazmak geçmişte olduğu gibi
bugün de insanın varlık koşulları arasında yer alır. Bu iki eylem hem geçmişteki felsefi bilginin devamlılığını sağlar
hem de yeni düşünce olanakları yaratır. Bu nedenle devamlılık ve olanak açısından bu iki eylemin felsefe eğitimi ve
öğretimi açısından önemi göz ardı edilmemelidir. Elinizdeki kitap felsefi okuma ve yazmanın nasıl eylemler
olduğunu araştırmak amacıyla yazılmıştır. Bununla beraber felsefi metnin yapısını, felsefi metin yazarının
özelliklerini ele almakta ve felsefi okuma ve felsefi yazma konularında öneriler sunmaktadır. Kitabın bir diğer amacı
da felsefi okuma ve yazma adına, öncelikle ilgililerin kendi felsefi okuma ve yazma süreçlerine ilişkin değerlendirme
yapmalarına daha sonra da kendi süreçlerini inşa etmelerine yardımcı olmaktır.
"Ne her zaman yazmak ne de her zaman okumak gerekir; bu meşguliyetlerden ilki, eğer aralıksız devam ettirilirse,
enerjiyi tüketir. İkincisi ise, tersine, enerjiyi azaltır, sulandırır. Okumayı yazmayla ve yazmayı okumayla dengelemek
gerekir."
Öznenin Yorum Bilgisi - Michel Foucault