İmam-ı Gazzâlî, devrinin etkili düşünürlerinden ve entelektüellerinden birisidir. Onun şahsî ve ilmî hayatında çeşitli aşamaların ve devirlerin
varlığını dikkate alarak bir değerlendirme yapmak oldukça önemlidir. Gazzâlî, Selçuklu Devletinde karşılaşılan olaylar
bağlamında bir kez daha gündeme gelmektedir. Yaşadığı dönemin dinî ve siyasî problemlerine duyarsız kalmadan ilmî hakikatlerle yoluna devam
eden Gazzâlî, siyasî krizlere neden olan Bâtınîlikle ilmî anlamda mücadele etmeyi tercih etmiştir. Ömrünün en cevval döneminde bu mücadeleyi
sürdürmesi ayrıca zikredilmelidir. Gazzâlî, taassup ve kapalı bir ilim anlayışından ziyade olaylara ve meselelere geniş perspektiften bakabilmeyi
başarmıştır. İslâm düşünce geleneğinin yapısal sorunlarına ciddi anlamda kafa yoran Gazzâlî, başarılı ve etkili bir âlim portresi çizmektedir. Üstelik
İslâmî ilimlerin birçoğunda eser sahibi olması, kelâmcıların onu mütekellim; fıkıhçıların onu fâkih; felsefecilerin onu filozof; tasavvufçuların onu
mutasavvıf olarak görmelerine neden olmuştur. Bu durum Gazzâlî’ye bütüncül bakmayı zorunlu kılmaktadır. Parçacı ve kesintili okuma biçimi
Gazzâlî’yi anlama noktasında yanlış sonuçlara götürebilir. Dolayısıyla onun eserlerini okurken hızlı ve aceleci bir tavırla hüküm vermek yerine, daha
dikkatli ve özenli okuma biçiminin tercih edilmesi önemlidir.