Dünyayı alt üst ederek yükselir annem. Şakırdayan kolyeleri ve kınalı elleriyle geldiği her gece, o köşeden, bir duman gibi yükselir. Odama sığmayıp açık pencereden usulca dışarı sızar, geceye dağılır ve yıldızlardan bana ulaşır yumuşak sesi. Parmaklarımla tutmaya çalışırım etek uçlarını, çocukken çekiştirdiğim. Her seferinde ince uzun ellerim havada kalır. Benim annem, parmaklarımın arasından geçip giden bir boşluk. Sıradan gibi görünen hâllerimize metafizik bir boyuttan bakan, duyarlıklı bir yaklaşımla karşı duran genç bir öykücü var karşınızda. Sıkı bir ilk kitap. Hayal gücü, baktığı her şeye fantastik bir katman ekliyor ve dönüştürüyor. Kendi evreninde durumlar yeniden tanımlanıyor. Kahkaha sayıklayan biri, kayan yıldızları toplayanlar, bir avuç toprak yutanlar, annesinin ruhuyla görüşen bir başkası, nostaljide takılıp kalanlar, haksızlıkları yumruklarıyla çözen bir boksör, iyilik ve kötülüğü aynı anda yüzünde taşıyan insanlar ve daha nicesi Hepsini Ben Vurdum’da.