İmâm-ı Âzam bir rüyasında Hz. Peygamber'in (sav) Ravza-i Mutahhara'sında kabrini açarak
birbirinden ayrılmış olan mübarek kemiklerini toplayıp kucakladığını gördü. Uyandığında
dehşete kapılıp çok etkilendi, hatta dinden çıkacağından korktu. Hemen bir arkadaşını bu rüyayı
tabir etmesi için Basra'daki âlim İbn Sîrîn'e ve diğer meşhur rüya tabircilerine gönderdi. İbn
Sîrîn ve diğerleri rüyayı yorumladı ve "Eğer görülen bu rüya doğruysa, gören adam Hz.
Peygamber'in ilmine vâris olacaktır," diye müjdelediler onu.
Fıkıh ilminin kutbu, kumaş tüccarı, en çok mutlak müçtehit yetiştiren âlim, Tâbiin neslinden...
İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe'yi tanımlamak için akla gelen sıfatlar, peş peşe yazıldığında dahi bir
ihtişam doğuruyor. İmam'ın Allah'ın hükümlerini dünya için taviz vermeksizin savunması, bu
uğurda işkence görmesine rağmen dünya makamlarını reddetmesi, Hz. Muhammed'e ve Ehli
Beyt'ine olan sarsılmaz iman ve sevgisi, yüzlerce öğrenci yetiştirmesi, hayatının güzel
emarelerinden sadece birkaçı. Yazarın çok yönlü araştırması, titiz kaynak taraması sayesinde derli toplu ve sağlam bir İmâm-ı Âzam biyografisi armağan ediliyor okurlara.