Şu bilinsin ki ilmihâl; fıkıh ilminden bir bölümdür. Fıkıh kelimesinin lügat mânâsı anlayış demektir. Din ıstılâhı (kullanımı)nda ise fıkıh ilmi, şerî‘at ahkâmını ve dînî hükümleri bilmekten ibârettir ki bu ilim, farz-ı ayn ve farz-ı kifâye olmak üzere iki kısma ayrılır.
Fıkhın farz-ı ayn olan kısmı, evvelâ doğru itikat (inanç)ları bilmektir.
Dînin hükümleriyle ilgili ise; tahâret, namaz ve oruç meseleleri gibi her mükellefe gereken konuların bilinmesidir. Yine böylece şerî‘atın bir insana gerekli kıldığı her ibâdetle ilgili ahkâmı öğrenmesi de o insan üzerine farz olur. Meselâ malı olanın, zekâtla ilgili meseleleri, üzerine hac farz olanın hac hükümlerini ve ticaret yapanın, ilgili konuları bilmesi farzdır.
İşte Enes (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen: “İlim tahsîli her Müslüman erkek (ve kadın) üzerine farzdır” (İbnü Mâce, Mukaddime:17, no:224, 1/81; Beğavî, Me‘âlimü’t-Tenzîl:3/130) hadîs-i şerîfi bu ilimden bahsetmektedir ki aynı zamanda bu ilme “İlmihâl” denir.
Bu ilimden ne kastedildiği konusunda farklı açıklamalar yapılmışsa da bu îzahlar arasında en benimsenecek görüşe göre, farz olan bu ilimden maksat, İslâm'ın beş şartını öğrenmektir.
Tabî ki namaz ve oruç, zengin-fakir demeden herkesi ilgilendirdiği için onlar hakkındaki hükümleri bilmek her Müslümana farzdır. Hac ve zekatın farziyetinde ise, zengin olmak, sağlıklı olmak ve yol güvencesi bulunmak gibi birtakım şartlar mevcut olduğundan, bu şartları hâiz olan kimselerin bunlarla ilgili hükümleri de öğrenmeleri farz olur.