Mor yemenisi başından hafif sıyrılmış, kızıl saçlarından bir demet duruyordu içinde. Sobanın
yanmasına gerek yok, saçlarıyla tutuştu evimiz. Meyvenin güzelliğini tadıyla ölçüyorlar, ben de
anneannemin güzelliğini uyurkenki tebessümüyle ölçüyorum. Siniyi yere koyup, hafifçe
ittiriyorum. İlk olarak ayakları uyanıyor yine, titreyişinden anlıyorum.
İnsan köklerine tutunarak ayakta kalabilir. Belki bir nehre katılarak güç toplar. Ya da bir dağa
yaslanarak yükselir. Bu hikâyelerdeki çocuk hepsine ulaşıyor. Anneannesiyle köyünde kalırken
doğanın gücünü, uyumunu, cömertliğini öğrenen; büyüyen, gelişen, zenginleşen bir çocuk.
Mevsimler değişirken onun da heybesinde köklerine, Anadolu'ya, insana ait nice cevher
birikiyor. Hiçbirimize yabancı gelmeyecek gelenekler, insanlar, evler, olaylar var yaşadıklarında.
Hepsinden biriktiriyor ve samimi bir dille anlatıyor. Egeli hikâyeler var İncirli Zeybek'te.