İslâm'ın siyasî felsefe ve hukuku, bir bilim ve bir sistem olarak dakik ve kapsamlı bir biçimde analiz edilmemiş; ne yazık ki bu konu hakkında bağımsız kapsamlı bir kitap yazılmamıştır. Şüphesiz, hukukî ve felsefî açılardan çeşitli siyasî meseleler, eskiden beri bireysel kayıt dışı ilgilerle araştırma konusu kılınmış ve bu bağlamda çok sayıda telifler gerçekleştirilmiştir. İslâm'da siyasete ilişkin çeşitli meseleler, hukukî açıdan fakîhler tarafından çok sayıda fıkıh kitabında araştırılarak ortaya konmuşken; İslâm'da siyasete ilişkin felsefî yaklaşımlar da Müslüman hukemâ tarafından sayısız felsefî kitaplarda irdelenmeye çalışılmıştır. Ancak anılan fakîh ve felsefeciler, İslâm'ın siyasî hukuk ve felsefesine ilişkin meseleleri müstakil olarak daha az araştıragelmişlerdir. Kuşku götürmez bir biçimde, İslâm'ın siyasî hukuk ve felsefesi bağımsız bir bilim ve sistem olamamış; bu konular, düzenli ve sistematik analizlere tabi tutulamamışlardır. İslâm'ın siyasî hukuk ve felsefesine bir bilim ve nizam olarak ilgi gösterilmeyişinin temelinde, bu kitapta kısmen değinilen bir dizi faktör söz konusudur.