"Zamanı kâkülünden yakalamak, yayından çıkan bir oku yakalamaktan daha zordur. Kimine göre zaman Âdem'in kendisi, kimine göre varlığın ruhu. Zaman batan bir gemi... İnsan gemide misafir... Her rıhtımda başka yolcular biner, iner. Bazen zaman okyanusta mazeretsiz su alır, batar. Sen sahil ararsın, zaman batmaya kararlı... Sonunda bakarsın ki zaman yok olmuş! Farkına varırsın ki; aslında batan sensin."
Makedonya ve Bulgaristan'da Türklerin bıraktığı tarihi izleri sürerken Yusuf'a rastladık. Yusuf'un hikâyesini dinledikçe hikâye şekil değiştirmeye başladı. Meğer Yusuf, Yusuf değilmiş... Kader onu Yusuf ile buluşturmuş ve Yusuf oluvermiş. Romanı okudukça Balkan Türkleri'nin çektiği çileleri daha iyi anlayacaksınız. Ve kalbinizin yarısı gelmemek üzere... Balkanlara gidecek...