Türk tarihinde, şifahi kültür geleneği sebebiyle fikir ve iman hayatıyla ilgili vesika azdır.
Elinizdeki çalışma; Zekât(Han-ı yağma), domuz eti yemeyiş, zina yasağı, misafirperverlik, adalet anlayışı, ahlâk anlayışı, , bahislerinde son ve mükemmel din olan İslâmın getirdiği mesajlara paralel durmuş bir cemiyetin Tanrı inanışından söz ediyor.
Bu çalışmadaki bakış açısı, eski Türk dininin mahiyetini anlama gayretlerine yeni bir metod olabilir. Zaten ilim; bilinenlere nispetle bilinmeyenleri aramak değil midir?