"Eşiyle evliliğinde herhangi bir sorun olmamıştı, tersine mutlu ve doyumluydu. Bazı kadınlarda çok görülen manevi bakımdan körelme gibi bir şikâyeti de yoktu. Kültürel yönden de kendisinden üstün, varlıklı bir kocası vardı. İki çocuğuyla birlikte rahat, refah içinde, son derece sakin, mutlu ve tembel bir hayat yaşıyordu.
Irene'de macera merakı işte bu rahat hayatının tehlikesiz ve güvenli oluşundan uyanmıştı. Bunaltıcı sıcak kadar, bazen havanın durgunluğu da insanı rahatsız edebilirdi. Bunun gibi ılımlı bir mutluluk da talihsizlik kadar kışkırtıcı olabilir; tembellikten mustarip pek çok kadın için bunlar umutsuzluğun getirdiği sürekli bir doyumsuzluktan daha tekinsiz hale gelebilirdi. Bazen tokluk da açlık kadar kışkırtıcıdır. Yaşadığı varlık içindeki hayatta onu zorlayan hiçbir şey yoktu. Hayatındaki her şey pürüzsüzdü, etrafındaki her şey özenle, şefkatle, sevgiyle ve rahatlıkla düzenlenmişti. Ama Irene, kendini bir şekilde bu rahatlık tarafından kandırılmış ve gerçek yaşamdan uzaklaştırılmış görüyordu."