Neyse ki "Küçülteç" Kısa! En uzunu bile... Ki yazıda ne kadar "geveze" olduğumu bilen bilir.
Kısa; zira önce kendini, mademki ben bir başkası, aynı zamanda ötekini/diğerini dinleme çabası yani.
Kapalı kapılarda çaresizce dinelmis kişinin açık kapılardan içeri sızma teşebbüsü yahut telaşı.
Bilme arzusu; dünü, dünden öncesini... Bugünü; henüz yarın olmayan günü...
Ve nihayetinde, hiçbir şey bilmediğini, bas bas bağırma imkâni... Kâh utançla, kâh övünerek...
* * *
işbu pasajlar, kim bilir, belki paspas olur, hafizanın pabuçlarını sildiği... Belki tramplen, başka başka kitaplara zıplamaya
imkân veren. Belki bir yastık... Bir mendil... Yahut: tek başına dimağda bir tat bırakan ?ama mayhoş, ama kekre, ama küflü...
Her okunası kitap gibi!