Halep'in başına geçtiğinde Antakya'dan Kudüs'e kadar geniş bir Müslüman coğrafyası Haçlı istilası altındaydı. Ülkesinde İslâm'ın adalet ve ahlâkını egemen kıldı. Sünnet-i Seniye'ye bağlılığı, ilmi, adaleti, ibadetlerindeki titizliği ve yaşamının sadeliğiyle ile Müslümanlarca sevildi. Haçlıların ise kalbine korku saldı.
Kudüs'ü kurtarmayı dava edindi. Kudüs davası için strateji geliştirdi, Müslümanları birleştirdi. Çok yönlü bir şahsiyet olarak bir yandan ülkesini imar ederken diğer yandan durup dinlenmeden cihada koştu. Faaliyetleri, Selâhaddîni-i Eyyûbî Devri'nde Kudüs'ün fethiyle neticelendi. Haçlı istilası devam ederken Mescid-i Aksâ için minber yaptırdı. Minberi, Selâhaddîni-i Eyyûbî tarafından Mescid-i Aksâ'ya yerleştirildi. Onun minberi 1969'da Yahudiler tarafından yakılıncaya kadar Mescid-i Aksâ'da kaldı. Yakılınca onun birebir kopyası yeniden yapıldı. Dolayısıyla hâlâ Mescid-i Aksâ hatipleri, onun minberinden Müslümanlara seslenmekteler.
Bu eseri okuyarak İslam tarihinin en büyük hükümdarlarından Nûreddin Mahmud Zengî'nin önder şahsiyetini, örnek faaliyetlerini ve bugüne yakından ilgilendiren izlerini keşfedin.
Nûreddin'in anlaşılması, Kudüs'ün bugünün anlaşılmasında size kılavuzluk edecektir. Onu okudukça Kudüs'ün bugünkü kurtuluşu için umudunuz artacak ve zihninizde sağlam bir kurtuluş planı belirecektir.