Refi Cevat Ulunay (1890-1968), kendisini “fıkra muharriri” olarak tanıtır ve yazılarında üstat saydığı Ahmet Rasim çizgisini devam ettirir. Edebiyatın hemen her türünde eserler verir ve bu eserlerin çoğu gazetelerde yayımlanır. Çok yönlü bir yazar olan Ulunay’ın şüphesiz ki en güçlü yönlerinden biri gazeteciliğidir. Ancak onu sadece gazeteci olarak nitelendirip diğer yönlerini göz ardı etmek haksızlıktır. O gazeteci kimliğinin yanısıra romancı, hikâyeci, edebiyat, tiyatro ve musiki eleştirmeni, mütercim ve piyes yazarıdır.Sürgünden önce yazmış olduğu siyasetle ilgili yazılarında oldukça sert bir üslup ve eleştirel bir tavırla yazarken sürgünden sonra İstanbul hayatının zevk ve görünümlerini, eski ile yeni hayatın karşılaştırılmasını ve sosyal meseleleri kaleme aldığı yazılarda, tatlı sert bir üslup ve ince bir mizah kullanır.Bu kitapta Refi Cevat Ulunay’ın hayatı, sanat anlayışı ve eserleri hakkında bilinmeyen ya da yanlış bilinen yönleri birinci elden kaynaklar vasıtasıyla gün yüzüne çıkarılmış, yazarın Türk kültür ve edebiyat hayatı içerisindeki yeri tespit edilmeye çalışılmıştır. Oldukça üretken bir yazar olmasına rağmen eserlerinin gazete ve mecmualarda unutulmaya terkedilmesi sebebiyle edebiyat tarihlerinde adından söz edilmeyen Refi Cevat Ulunay’ın, ilk defa bu çalışmada bütün yazıları bir arada ele alınmıştır.