Elde edemedikleriyle elde ettikleri arasında sıkışan insan, hayata anlam veremeyişinin bedelini
ağır ödüyor. Tarih sürecinde değişse de manzara, çıkmazlar değişmiyor. Bir "insan modeli"
aranıyor, bir "hayat şekli" irdeleniyor.
Farkında olsun ya da olmasın, insan hakikatini arıyor. Bu anlam arayışının fıtratla kesiştiği
noktalar, Kur'ân'ın öngördüğü insanın yalnızca bir yönüne işaret ediyor. "Kur'ân insanı"nın, bir
başka deyişle "kâmil (bütün) insan"ın gerçekleşmesiyse hayattan beklentilerin fıtratla
örtüşmesini gerektiriyor.
"Kur'ân Nedir?" sorusu bu amaçla sorulmaktadır. Çünkü Kur'ân-ı Kerim, kendini "hidâyet
rehberi" olarak tanımlamakta, insan modelinin nasıl olacağını göstermekte, insan-hayat-tabiat-
evren bütünlüğünün gerçekleştirilmesi için kurallar koymaktadır.