Her ideoloji, kendi düşmanını ve günah keçisini yaratır, ona karşı nefreti ve şiddeti seferber eder. İdeolojilerin yaşaması için karşıt bir düşmana ihtiyacı vardır. Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla birlikte, kapitalizmin (ABD-Batı) karşısındaki komünizm düşmanı ortadan kalkmıştır. Kapitalist sistemin yaşaması için yeni düşman yaratmak veya bulmak zorunda kalan Batı dünyası 11 Eylül saldırılarıyla aradığı fırsatı yakalamış ve mükemmel bir şekilde değerlendirmiştir. Böylece bir belirsizlik dönemi olan 1990'lı yıllar sonra ermiş yeni düşman din kaynaklı küresel terör olarak ilan edilmiştir. Bu çerçevede terör ve küreselleşme ilişkisi nasıl anlaşılmalıdır?, küreselleşme ile artan din-terör ilişkisini kurmak ne kadar doğrudur? Ve eğer varsa bu ilişkinin boyutları ne kadardır?, mealindeki merak edilen sorulara çalışmamız içersinde tatminkar cevap verildiği kanaatindeyiz.