Karanlık çağın son karanlıklarının yaşandığı günümüz dünyasında dinin, maneviyatın, kutsalın giderek görünür
sahadan çekildiğini gözlemlemek mümkündür. Hatta “dindar” insanlar dahi gelip geçici çeşitli uygulamaların
yarattığı arızi sorunlara nazarla dinin ya da kutsalın siyasi, sosyal, ekonomik vd. alanlardan çekilip “bireysel
alan”da yaşanması, “vicdanlardaki temiz yeri”nde kalması gerektiği konusundaki görüşlerini ve kanaatlerini arz
ederek etraflarını “aydınlatmak”tan çekinmemektedirler.
Böylesi bir vasatta Guénon’un geleneksel hiyerarşiyi hatırlatan, manevi olanın tavizsiz önceliğinin altını çizen ve
maddi olanın ikincil ve geçici konumunu da değersizleştirmeden yerli yerine oturtan bu eseri, yaşanan kaosun
içinde umut ışığı arayan hakikat talipleri için nadir bir hazine...
“İnsanlığın ‘Yeryüzü Cenneti’nden bugüne kadar hiç şu anda olduğu kadar uzaklaşmadığını daha önce söylemiştik.
Ancak bir döngünün bitişinin başka bir döngünün başlangıcına rast geldiği de unutulmamalıdır. Ayrıca ‘dış dünya’nın
zahiren imhasına doğru ilerleyen düzensizliğin en uç sınırını görmek için Kıyamet’e başvurmak gerekir. Bu imha,
insanlık tarihinin yeni dönemi için, tam o anda sona erecek olan mevcut dönem için ‘Yeryüzü Cenneti’ neyse onun
benzeri olacak olan ‘Semavî Kudüs’ün ortaya çıkmasını sağlar. Kali Yuga’nın son aşamaları için geleneksel
doktrinlerde belirtilenlerle modern çağın karakteristiklerinin özdeşliği, bu neticenin çok uzaklarda olmayabileceğini
pek de mantıksızlığa kapılmadan düşünmemize imkân vermektedir. Ve bu kesinlikle, şimdiki karanlıktan sonra
maneviyatın tam zaferi olacaktır.”