Dinlerin Aşkın Birliği adlı ilk kitabında Frithjof Schuon, Doğu ve Batı'nın başlıca dinî geleneklerini, hem aslî birliklerini hem de zorunlu ayrılışlarını göstermek sûretiyle, büyük bir ustalıkla incelemiştir. Manevî Perspektifler adlı bu ikinci kitabında ise, yine aynı titizlikle ve fakat bu sefer farklı bir tarzda, aynı hakîkatin iki ayrı tezâhürü olan farklılık içinde birliğin ve birlik içinde farklılığın insan zihnini nasıl aydınlatabileceğini ortaya koymaktadır.
Burada, alışılmış sınırlamalara dönüşen yakın ufuklar tartışılmak sûretiyle insan zihninin bir gereği olan manevî perspektiflere açıklık getirilmektedir. Hıristiyanlık, Yahudilik, İslâmiyet, Hinduizm ve Uzak Doğu dinlerinin birbirinden farklı "manevî çizgileri"nin, kendi perspektif ve sembolik anlatımlarının zorunlu bir sonucu olduğuna dikkat çekilmektedir.