Ehl-i sünnet’in iki kanadından birisi olan Mâtürîdîlik, dini yorumlarında akla daha fazla yer veren bir mezheptir. Mezhebin kurucusu Ebû Mansûr el- Mâtürîdî (ö. 333/944), dinin anlaşılmasında aklı oldukça aktif bir şekilde kullanan bir âlimdir. Onun kelam sisteminin en merkezi kavramlardan birisi hiç şüphesiz hikmettir. Hikmet, İslam Felsefesinden İslam Kelamına, İslam Hukukundan İslam Edebiyatına kadar oldukça geniş bir kullanım alanına sahip bir kavramdır. İmam Mâtürîdî hikmeti “doğruya isabet etmek”, “her şeyi layık olduğu yere koymak” olarak tanımlar ve adaletin de aynı anlamda geldiğini belirtir. Ona göre yüce Allah’ın bütün fiillerinde mutlaka bir hikmet vardır. Onun anlayışında ilahî fiiller, kulların maslahatlarını içeren pek çok hikmetler barındırır. Hikmet kavramı bu anlayış üzerine gelişmiş ve Mâtürîdîler tarafından övülmeye layık sonuçları bulunan veya neticesi iyi ve güzel olan fiiller olarak tanımlamışlardır. Hikmet kavramını kullanırken onun üç boyutuyla ilgilenmek durumundayız. Birinci olarak; ilahi fiillerdeki iyilik, güzellik, fayda ve maslahatların neler olduğu, ikinci olarak ilahi fiillerin hangi maksatlara matuf olduğu ve üçüncü olarak da bu fiillerin hangi neticeleri doğuracağıdır. Dolayısıyla başlıkta ve araştırmanın devamında sıkça zikredilen hikmet kavramı, ilahi fiillerin mahlûkata yönelik olarak taşıdıkları fayda, maslahat, iyilik, güzellik, gaye, maksat, hedeflenen akıbet ve neticeler olarak ifade edilebilir. Araştırmanın birinci bölümünde evren ve insanın yaratılışındaki hikmetler, ikinci bölümünde ise dininin öngördüğü emir ve yasakların hikmetleri incelenmektedir. Çalışmada, varlığın anlamı, evren ve insanın yaratılış gayesi, dini emir ve yasakların taşıdığı fayda ve maslahatlar ele alınmaktadır. Çalışmanın aynı zamanda deizm, nihilizm ve kötülük problemi gibi bazı güncel inanç sorunlarına cevap teşkil edecek argümanlar barındırdığı söylenebilir.