"Tanrım!. Senden Sana ulaşacak sesi istedim hep.. O bir tek sesi yaratma gücünü, istedim. Sen, Sana ulaşacak bir yolu verdin.. bu, ipi; boynuma yağlı bir kement olarak inecek.. az sonra, ne ses, ne nefes! Yeryüzü yine öyle, ben gelmeden önce nasılsa yine öyle.. evet öyle sessiz nefessiz kalacak. Sana bir ipte değil, seste gelmeliydim ben.. seslerde; bir umman sessizliğinde ısınmış seslerde...
Yazık! Emir Timur'un pençesindeki dünya gibiyim; ses yok, soluk yok... daha mı güzel sanki? Bu davul Ardaşir için; çengilerin çengisi Ardaşir yok artık, bir ipte sona erdi.
Sırada şair Kudbettin.. ney ustası Kudbettin.. ve sonra ben.. besteci, mûsıkî bilgini, bilinmedik sazların ustası Meragalı Abdülkadir. Bizden sonraya Emir Timur mu kalacak? Dünyaya lâyık gördüğün kudret o mu?. Yok, hayır, olamaz! Sanmıyorum."