Mircakıp Duvlatulı çok yönlü bir yazardır. O, Kazak edebiyatında daha çok şiirleri ve türün ilk örneğini verdiği romanı ile bilinir. Ancak nesir türündeki kabiliyeti ve zihnen en verimli olduğu dönemlerde kaleme aldığı hikâye türündeki eserleri de oldukça önemlidir. Onun hikâyeleri incelendiğinde bu gerçek tam olarak anlaşılmaktadır. Hikâyelerinde estetik kaygıdan ve ferdin hayatından çok, toplumsal kaygıyı ve genel insan durumunu önceleyen tavrı nedeniyle hiçbir meseleyi görmezden gelemeyen Duvlatulı, okuyucuda bir farkındalık oluşturmayı amaçlar. Bunu başarabildiğinde onun dünyasını da değiştirebileceğine inanan yazar; eserlerinde eğitim, toplumsal değerler, kadın, ekonomi gibi alanlara yönelik ironi tekniğinin yoğun olarak kullanıldığı göndermeler yapar. Onun eserlerindeki kahramanlar, karakterden çok tip özelliği gösterir. Her kahraman, temsil ettiği tipin dünyasını okura taşıyan bir özellik gösterir. Okuyucusunu eski alışkanlıklarda olduğu gibi kuru nasihatlerle yormak istemeyen yazar, onun zekasına seslenir. Duvlatulı’nın eserlerinde merkez konu, Bolşevik devrimi öncesinde Kazak insanının doğal çevresi içerisindeki günlük hayatıdır. Daha çok köy hayatına dair manzara ve olayların yer aldığı eserlerde yazar sözü dolandırmadan anlatmak istediği meseleye girer. Eserlerin daha çok günlük gazetede yayınlandığı dikkate alındığında pek çok olayın gerçek hayattan sıcağı sıcağına alındığını söylemek mümkündür.