Yapısalcılığın bilinen ortak bir tutumuna koşut olarak söylersek, giysi de bir metin, bir başka anlatımla,
özel bir dildir. Bir metafor olarak, Rus Biçimcilerinden başlayan, Ferdinand de Saussure'ün Genel
Dilbilim Dersleri'ndeki kavram çiftlerinden (dil/söz, eşsürem/artsürem, dizisellik/dizimsellik vd.)
esinlenen, göstergebilimcilerce sürdürülen ortak bir tutuma göre moda da bir dildir. Roland Barthes,
Moda Dizgesi adlı yapıtında özel bir dilsel biçim olarak moda dilini yapısalcılığın verilerine yaslanan
yazınsalın kavramsal alanında kullanılan kavramlarla betimleyip tanımlamaya uğraşır. Bu kitapta,
Alexander McQueen'in birer anlatısallık boyutu olan ve kavramsal tanımına uyan koleksiyonlarından
yola çıkarak metinlerarası, dolayısıyla göstergebilimsel bir tutumla, bir iletişim nesnesi, özel bir dil biçimi
olarak modanın, dolayısıyla giysinin türsellik ve metinlerarasılık görüngüsünde özgüllüğünü
betimlemeye ve tasarımcının koleksiyonlarını grotesk, gotik, yüce, tekinsizlik, iğrençlik gibi kavramlar
altında konumlandırmaya çalışacağız. Metinlerarası bir yaklaşımın verilerini tüketirken göstergelerarası
bir yöne kayarak değişik söylem biçimlerinde kullanıma sokulan yazınsal gerecin disiplinlerarası bir
çözümlemeye katkısını göstermeye uğraşacağız. Modanın, yazın olduğu kadar sinema, resim, mimari
vb. alanlarla alışveriş içerisinde olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda böyle bir yaklaşımın
fazlasıyla geçerlilik kazandığı kolaylıkla görülebilecektir.