Peri "Peki, dört altını ne yaptın?" diye sordu.
Pinokyo "Kaybettim," dedi. Ama yalan söylemişti; çünkü altınlar cebindeydi. Sözünü henüz bitirmişti
ki zaten uzun olan burnu, iki parmak daha uzadı.
"Nerede kaybettin?"
"Ormanda kaybetmiş olacağım." Bu ikinci yalan üzerine burnu tekrar, bir o kadar daha büyüdü.
Peri "Eğer bu yakınlarda kaybettiysen arar buluruz," dedi. "Çünkü ormanda hiçbir şey kaybolmaz!"
Kukla yeni aklına gelmiş gibi yaparak "Ah!" dedi. "Şimdi hatırladım. Dört altını kaybetmedim.
Verdiğin ilacı içerken farkında olmadan yutmuşum." Bu üçüncü yalan üzerine burnu o kadar uzadı ki
Pinokyo, başını bir tarafa döndüremez oldu.
Peri, Pinokyo'ya bakınca gülmeye başladı. Burnunun gittikçe uzadığını gören Pinokyo, canı sıkkın bir
halde "Niye gülüyorsun?" diye sordu.
"Uydurduğun yalanlara gülüyorum!"
"Yalan söylediğimi nereden biliyorsun?"
"Yalanlar iki türlüdür: Kısa bacaklı ve uzun burunlu. Seninkiler uzun burunlu cinsindenmiş!"