Çağımızın kafası karışık insanının ürettiği, karmaşık ruh yapısının ürünü olan bir yapıtı özümlemek için sınırları belli olan bir kuram çok işe yaramaz. Yapıtın oluşumunda anlık düşüncelerin yaratıcılığı önemli olduğu kadar, yorumlamada da anlık izlenimlerin, çağrışımların yaratıcılığı da önemlidir; yapıtın amacı ile yorumun ulaştığı sonuç farklı olsa bile, çağdaş sanat estetik bir zenginliği hedeflemekten daha çok tüketiciyi sorgulamaya, düşünmeye götüren bir yapının peşine düşer. Yaşamın anlamsızlıklarına, kaosa, kargaşaya karşı bir tepki, bir tavır olarak da görülebilecek olan Post modern yapıtlar tüketiciyi de yaratıcılık sürecine katarak onu da tepkiye ortak eder; estetik büyüyü, beğeniyi beslemekten çok insanda yaratıcı, üretici gücü harekete geçirerek onu dinamik hale getiriyor; uyutmuyor, uyanık tutuyor, var olan kurallar, kurumlar, anlayışlar sorguluyor, bireyi eleştirel düşünmeye, irdelemeye götüryor. Yoksa belli bir sonuca ulaşmayı dayatmıyor.