Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki medrese ve dergâh geleneği bölgenin dinî, sosyal ve kültürel hayatında önemli bir role sahiptir. Bu rol, 19 yüzyılın ikinci yarısından itibaren artan bir etki ile devam etmiş ve yaklaşık bir yüzyıl sürerek 1980’li yıllara kadar varlığını hemen her alanda güçlü bir şekilde hissettirmiştir. Osmanlı Devleti’nin dağılması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması aşamalarının yaşandığı bu sancılı süreçte bölgede birçok âlim yetişmiş ve bu âlimler çoğu zaman resmî otoritenin üzerinde bir nüfuza sahip olmuştur. İşte bu âlimlerden biri de Siirt’in bu yüzyıldaki en saygın şahsiyetlerinden biri olan Şeyh Muhammed Kâzım Aydın’dır. Şeyh Muhammed Kazım Aydın, Hâlidî geleneğin medrese-tekke bütünlüğünü sürdürerek Ehl-i Sünnet anlayışının korunması ve yaygınlaşması hususunda bütün ömrünü ya ilim tahsili veya tedrisi yahut irşat faaliyetleri ile geçirmiştir. Yetiştirdiği talebeleri, kaleme aldığı eserleri ve yaptığı sohbetleri ile bölgenin birliğinin ve dirliğinin sağlanmasında, yıkıcı ve ayrıştırıcı hareketlerin gücünün kırılmasında büyük katkısı olmuştur. Bu eserde, “Rabbânî” bir âlimin çetin bir yüzyılda yaşadığı zorlukları, verdiği mücadeleleri, ilim, irfan ve irşada adanmış hayatını okuyacaksınız.