Osmanlı Devleti'nin nizam-ı âlem mefkuresinin önemli bir ayağını oluşturan Balkan ve orta Avrupa coğrafyası, bilindiği gibi uzun bir hakimiyet döneminin ardından önce tedricen, daha sonra I. Dünya savaşına müteakip tamamen terk edilecektir. Balkanlara ve orta Avrupaya ayak basmakla, yeni bir dünya barışının (paix Ottoman) kurucusu olan Osmanlı Devleti, Balkanlardan çekilirken, bölge için olduğu kadar, kendi için de günümüze kadar devam edegelen uluslararası bir kaos siyasetinin kurbanı olacaktır.
Ancak, uluslararası siyâsî kavgaların dışında, Osmanlı Devleti hüküm ferma olduğu bu coğrafyada fetihlerden, idari yapılanmaya, kültürden, irfana, iktisattan, içtimaî yapıya kadar günümüz dünyasında tasnifi hâlâ tamamlanamamış muazzam bir tarih ve kültür bakiyesini de geride bırakır. Bu eser, Akdeniz'i bir içdeniz, Balkanları "Urumeli" adıyla vatanlaştıran Osmanlı Türk zihniyet manzumesini ihtiva eden, tarih ve kültür envanterini sunmakla, geleceğin bölge barışının tesisinde emsal bir kaynak olarak katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.