Olay dün sabah meydana gelmiş. Daha kimse uyanmadan bizimki mutfakta bir tıkırtı duymuş. Ben olsam kafamı yorgana sokar uyumaya devam ederim ama Defne benden daha cesurdur, kalkıp bakmış neler oluyor diye. Bir de ne görsün. Pırasa almış eline bavulunu kapıdan çıkmak üzereymiş. Hikâyenin bu kısmında beni bir gülme aldı. Düşünsenize upuzun bir pırasa almış eline bavulunu gidiyor. “Yahu Defne,” dedim, “Son zamanlarda çok fazla fantastik kitap okuyorsun. Galiba senin hayal gücün uçmuş. Pırasa hiç yürür mü? Hem de bavulunu alıp.” Ben yine katıla katıla gülmeye başladım ama bizimki ciddi. Hemen gülmeyi kestim, nereye gidiyormuş, diye sordum. Takım elbise giymiş brokoliler ve patlıcanlar bahçenizi kullanmak isteyebilir. Pırasa, bir sabah evi terk edebilir. Kitabın sonunu merak eden kitap biti, hiç beklemediği bir yolculuk yapmak sorunda kalabilir. Bir doktor, tavuğun birini hipnoz edebilir. Notalar şehri terk eder, ritim bir anda durabilir. Orman, şehri istila eder, gönlünce ana caddeye kök salabilir. Bu hikâyelerde akıl almaz şeyler oluyor, sonunda hep çocuklar kazanıyor. Daha fazlası Şampiyonun Atı’nda.