Şu bir gerçektir ki doğada, parçaların birbirleriyle tutarlı ve uyumlu çalışan organizmalar bulunmaktadır. Organizmaya dair düşüncelerin inorganik maddeye doğru genişlemesi, varlıkların içyapısına daha fazla yakınlığın gösterilmesi anlamını doğurmuştur. Fakat bu organik bağlantılar ve parçaların karşılıklı etkileşimi, sadece kanunlar arasındaki tutarlılıktan değildir.Görünmez bir zeki erkin varoluşunu kanıtlama yoluyla öğrenen bir kimse, elbette doğal nesnelerin hayranlığını ortaya çıkaracak düzenden hareketle akıl yürütmüştür. Böylelikle dünyanın ve her şeyin ilk nedeni olan kutsal bir varlığın eseri olduğuna dair bir düşünceye ulaşmıştır.Kozmosta mükemmele doğru bir yükselişin ve kozmostaki bu yükselişin de varacağı son noktanın Tanrı'nın ulûhiyet derecesi olduğuna inanan Samuel Alexander, her şeyin ilk nedeni olarak kutsal bir varlıktan ziyade tüm oluşumların tek mimarı kabul ettiği mekân ve zaman unsurlarını esas almıştır. Bunu yaparken de doğadaki hareketlilik ve bu hareketliliğe bağlı değişkenlikleri, bilimsel yöntemlerle akıl süzgecinden geçirmek suretiyle anlamaya çalışmıştır. Akıl ile bilimsel gerçeklikleri beraber takip etmiştir.Bu kitap, Alexander'ın bu yolda katettiği yolculuğu, felsefî bir perspektiften bize sunmaktadır. Ayrıca düşünürün belirimcilik felsefesindeki farklı yaklaşımlarını da modern bir bakış açısıyla irdelemektedir.