Tolstoy, Shakespeare'den sonra dünya dillerine en çok tercümesi yapılan yazardır. Sadece
1888-1908 yıllan arasında, çeşitli dünya dillerine çevrilip yayımlanan eserlerinin satış sayısı 20
milyonu bulmaktaydı.
Tolstoy çocukluğunda, ağabeyi Nikolay'dan çok etkilenmiş, ergenliğinde Rousseau okumuş,
gençliğinde önce Doğu dilleriyle ilgilenmiş, daha sonra hukuku tercih etmiştir. Ancak yalın ve
parlak dehası onu özgür olmaya itince, hukuk fakültesini de terketmiştir.
Tolstoy uzun bir süre seyahat etmiş, tabiatı ve insanı incelemiştir. Batı'yı ve kendi ülkesini,
insanlarını tanımış, yeni bir pedagoji sistemi geliştirmiştir.
Tolstoy çağını çok iyi gözlemiştir. Aristokrat sınıfın amaçsız, debdebeli yaşantısına ateş
püskürmüştür..
Tolstoy'un kendini arayış serüveni ölünceye kadar sürdü. Karısı bile onu anlamadı. Tolstoy, bir
çocuk gibi küstü ve kaçtı. 82 yaşındaki ihtiyar adam, karanlık ve yağışlı bir 28 Ekim gecesinde
köyünden ayrıldı. Yolda hastalandı. 7 Kasım 1910'da küçük bir tren istasyonunda hayata veda
etti.
Sivastopol Hikâyeleri, 1854-1855 yıllarında Osmanlılarla Ruslar arasında meydana gelen
Kırım Savaşı’nda yaşananların anlatıldığı hikâyelerden oluşmaktadır.