Kitap Tanıtımı
Günümüzde temsili demokrasinin, en ideal yönetim biçimi olduğu birçok kesim
tarafından dile getirilmektedir. Fakat 21. yüzyılda temsili demokrasinin çoğunluğun
azınlığı baskı altına alması ve temsilde kendilerine yer bulamayanların huzursuzluğu
dile getirilmeye başlanmıştır. Kısaca temsili demokrasilerin temsiliyet krizine girdiği
iddiaları sıkça vurgulanmış ve bu krizin aşılması sürecinde sivil toplum kavramı ve
sivil örgütlenmeler bir reçete olarak sunulmuştur. Böylece demokratik rejimin hakim
olduğu ülkelerde sivil toplum siyasal toplum karşısında örgütlenmeye başlamıştır. Bu
örgütlenme 20. yüzyılın son çeyreğinde ve 21. yüzyılın ilk çeyreğinde öyle hızla
gelişmiş ve yayılmıştır ki, tarihin bu evresine "sivil toplum kuruluşları evresi" diyenler
çoğunluktadır.Sivil toplumu, örgütlenmesini ve siyasal karar alma mekanizmasına etki
yöntemlerini bütün boyutlarıyla ele alan bu çalışma, sivil toplum kuruluşlarının daha
aktif faaliyet üstlenmelerinin sağlanmasında, temsil edilemeyen, siyasal kararlarda
etkili olmak isteyen kesimlerin görüşlerini dile getirilmesinde, açıkçası temsili
demokrasinin temsil krizinin aşılmasında sivil toplumun ve örgütlenmenin önemini
göstermenin yanı sıra örgütlerin hareket tarzlarını, izleyecekleri yol ve yöntemlerin
gösterilmesinde bir rehber olması amacıyla hazırlanmıştır. Böylece sivil toplum
örgütlerinin farklı çıkar ve görüşlerin dile getirilmesinde bir denge, toplumsal barış ve
siyasal rejimin sağlıklı işlemesinde de hayati rol oynayacaktır.