Selim İleriyi okurken rastladım bu cümleye...
Bu cesaretlerin göğsünde bir kalp çarpmıyor
Kayıtsızlığı, umursamazlığı, vurdumduymazlığı ve sorumsuzluğu...
Bu kadar güzel anlatan bir ifadeye hayatınızda kaç defa rastlayabilirsiniz...
Ruhunuzu sarsarcasına, kalbinizi hırpalarcasına ve dilinizi mühürlercesine: Yaşayan, ama kalpsiz yaşayanların en güzel tariflerinden, tasvirlerinden, anlatımlarından birisi...
Kime ait bu cümle?
Elbette yakın tarihin en keskin zekalarından ve düşünce adamlarından birine:
Cemil Meriçe...
***
İtalyan köylüsü ne demişti şehir için:
En azından sağa sola bakar bir şeyler öğrenirsin.
Yok İtalyan yok, senin düşlediğin şehirler bizim şehirlerimiz değil...
Biz böyle şehirler bile düşleyemeyiz...
Etrafımıza baksak ne öğreneceğiz ki?
Sanatın, düşüncenin, edebiyatın, kültürün sürgünde olduğu ve arada bir yalnız ve yalnız görüntü üretmek için;
ben de bu işlerden anlarım havası oluşturmanın, yani taklitçi yerel yöneticiliğin staj alanı kentlerimiz...
İşte bizim kentlerimiz ve kent kültürümüz...
Demişti ya şair: Kastım budur, şehre varam, feryad-ı figan koparam...
***
M. Akif Çukurçayır bu kitapta, siyaset, yerellik, bilinç, yurttaşlık, demokrasi, yönetim, salsanat, sorumluluk kavramları etrafında kentlerimizin ve Türkiyenin mevcut sorunlarını tartışıyor...
Kitap okuyucularını düşünsel bir yolculuğa çağırıyor...