"Sözümün canı var", Azerbaycan Türkçesinde bir deyimdir. Bu deyim konuşmada verilen bilginin özünü kastetmektedir. Ama deyimi doğrudan anlamıyla ele aldığımızda dilin, sözün bir canı olduğunun vurgulandığını görüyoruz. Günümüzde eski hükmü kalmamakla beraber, insanoğlu sözün canlı oluşuna, onun büyülü gücüne hep inanmıştır.
"Sözün canını" arama yolunda deyimler temel kaynaklar arasında yer almaktadır. Deyimler belleğimizde sözcükler gibi hazır olarak bulunan, fikrimizin renklerini yansıtan dil birimleridir. Sıradanlığın sıra dışılığa dönüşmesi diye nitelendirilebilen deyimler, içinde birçok bilgiyi barındırmaktadır. Söz gelimi, bir deyime baktığımız zaman, onda ait olduğu halkın düşünce yapısı, kültürü, yaşam tarzı, gelenekleri ve kullanıldığı zamana ait izler bulabiliriz.
Bu çalışma da deyimler ve deyimbilim üzerinedir. Burada deyimlerle ilgili daha kapsamlı bir fikir oluşturmak için deyimbilim, doğrudan bağlantılı olduğu dilbilim alanları ile kıyaslamalı olarak ele alınmış, deyimlerin sözcüksel, anlamsal ve deyişsel özellikleri ayrı ayrı gözden geçirilmiştir. Sırası geldikçe deyimlerin kavramlarla olan ilişkilerine değinilmiş, dil ve kültür bağlamındaki yeri değerlendirilmiştir.
Biz deyimleri dil dizgesi içerisinde, bütünün bir parçası olarak ele aldık, çok farklı açılardan, farklı prizmalardan bakmaya çalıştık. Deyimlerin bir dil birimi olarak özgünlüğünü bu bütün içerisinde görmek ve göstermek istedik.