Televizyonu ortalamadan çok fazla seyreden bir gencin, en çok seyredilen zaman diliminin en az üçre birinin fiziksel, sözel ve psikolojik şiddet sahneleriyle solu olduğundan hareketle o yaşa gelinceye kadar çok fazla şiddete maruz kaldığı düşünülmektedir. Şiddet sahnelerinin çokluğunun bize gösterdiği gerçekse, şiddet sahnelerinin başkalarına güvensizliği; dünyanın ve sosyal çevresinin şiddet ve tehlikelerle dolu acımasız bir yer olduğu şeklindeki gerçekliği zihinlerimize ektiği; adaletin resmi kurumlarca değil "gönüllü kahramanlarca" (!) sağlandığı, kahramanların "soru değil hesap sorduğu" bir dünya sunduğu gerçeğidir. Böylesine şiddet sahneleriyle dolu dünyaya maruz kalan bir gencin de, ekran teröründen etkilenmemesi mümkün değildir. Böylesine önemli bir sorunu, Televizyonla Yetişmek: Televizyon Şiddetinin Etkileri Üzerine Bir Araştırma adını taşıyan bu kitap da televizyon şiddetinin etkilerini, televizyon şiddetine maruz kalmanın kısa değil, uzun dönemli etkilerini temel alan Yetiştirme Kuramı perspektifinden ele almaktadır.