Bilinç, varlığımızın doğasına yönelik derin bir problemdir. Biyolojik, fizyolojik, nörolojik ve
bilişsel boyutlarıyla birlikte bilinç, aynı anda hem epistemolojik, hem ontolojik hem de metafizik
bir problemdir. "Bilinç nedir?" diye sormak "Ben gerçekte neyim?" diye sormaktır.
Bilinç sahibi bir yapay zeka, insanın evrendeki ayrıcalıklı konumunu elinden alması
öngörülebilecek ve sosyal, etik ve kültürel bağlamlarda tüm düzenleri yeniden
şekillendirebilecek bir varlık türü olacaktır. Fakat yeni bir varlık türüne dair bir iddiada
bulunabilmek için, teknik imkânların bilinmesinin yanı sıra bilinçli yapay zeka tasavvurunun
olasılığını sorgulayan felsefi ve düşünsel temellerin de sağlam kurulmuş olması gereklidir.
Bu çalışma dijital gelecek senaryoları için felsefi bir zemin hazırlama maksadıyla bilinçli bir
makinenin imkânını "ben" kavramı üzerinden tartışmaktadır. Bu kitap bilincin neliğine bir ışık
tutma çabası, "ben"in varlığına dair bir iz sürüş ve yapay bilinç için teorik bir çerçeve arayışıdır.