Dünyanın var oluşundan itibaren insanoğlu çeşitli inanış gruplarına dahil olmuştur. Günümüze kadar her bireyin kendi doğrusu kendisi için odak noktası olmuştur. Dolayısıyla, günümüzde dahil olmak üzere her zaman insanlar kendi inanışları doğrultusunda yaşamışlardır, insanlar kimi zaman inanışlarından dolayı tepkiye maruz kalmış, kimi zaman başka inanışlara tepki içerisinde yaklaşmışlardır. Bununla birlikte, hiçbir insan inanışından ödün vermemiştir. 20. Yüzyıla kadar her toplum genel olarak aynı inanışı paylaşmıştır. Ancak, iletişimin hızla artması insanların değişik inançlarla tanışmasına, kimi inanışları reddetmesine kimi inanışları kabul etmesine zemin hazırlamıştır. 21. yüzyıl demokratik ülkelerde her insanın özgürce kendi inanışını yaşamasına olanak sağlamıştır. Şimdiki zamanda aynı aileden bile değişik inanışlara sahip insanlar çıkabilmektedir. 21. yüzyılın bireysel özgürlüklerle sarılacağı şimdiden gözükmektedir. Bu noktada, değişik inanışlar insanların değişik hayat biçimini de beraberinde getireceği için toplumun yapısında değişiklikler de meydana gelebilecektir. Bu değişikliklerin ana kaynağı başta inanç olmak üzere maddi olanaklar ve ailedir. Bu unsurlar toplumun yapısını bozmayacak, toplumun fiziki ve teknolojik üretkenliğini devam ettirecek bir yapıya büründürülebilirse toplum bozulmadan hayatını sürdürebilecektir. Dolayısıyla, bütün bu unsurları toplumun yararına sunabilecek politikaların oluşturulması gerekmektedir. Bu noktada kitap, yaradılışçı düşünce açısından toplumun üretkenliğini sağlayacak fikirleri insanların beğenisine sunma amacı gütmektedir. Kitapta, yöneten ve yönetilen insanoğlunun inanç, maddi olanaklar, aile kurumu olgularının yaradılışçı düşünceyle nasıl bir toplumsal yarara dönüştürülebileceği teması işlenmektedir.
Kitapta öncelikle inanç konusu ve ideal inancm nasıl olması gerektiği fikri incelenmiş, daha sonra yönetim olgusu ve yaradılışçı düşünceyle her alanda yönetimin nasıl etkin olabileceği irdelenmiş, üçüncü kısımda aile kurumunun toplumun yapışım nasıl sağlıklı bir şekilde geliştirebileceği hakkında bilgi verilmiş ve son olarak maddi olanakların nasıl toplumsal yarara dönüştürülebileceği anlatılmıştır.